Eğitim-İş, Lozan Antlaşması’nı Değerlendirdi
Eğitim-İş Sendikası, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası alandaki itibarının bir nişanesi olarak kabul edilen 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması’na ilişkin bir açıklama yaptı. Sendika Başkanı Şahbenderoğlu, şu sözlere yer verdi;
“KÖKLERİMİZ: LOZAN BARIŞ ANTALŞMASI”
1923 yılında imzalanan Lozan Barış Antlaşması, sadece bir savaşın sonunu getiren bir belge değil; aynı zamanda emperyalizme karşı verilen kahramanlık dolu bir bağımsızlık mücadelesinin yasal kaydı ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda tanınmasının kanıtıdır. Yedi düşmana karşı kazanılan Kurtuluş Savaşı’nın siyasi zaferi Lozan Antlaşması ile pekiştirilmiş; Sevr Antlaşması’nda Türk halkına dayatılan pranga, Lozan ile parçalanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tüm dünyaya kabul ettirdiği tarihi bir belge olan Lozan Barış Antlaşması, 102 yaşına ulaşmıştır. Emperyalist devletlerin Anadolu’yu paylaşma amacı güttüğü dönemde, padişahlığın yıkıntıları üzerine kan ve emekle inşa edilen bağımsız Cumhuriyetimizin siyasi olarak tescillenmesi Lozan Antlaşması sayesinde gerçekleşmiştir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının liderliğinde yürütülen Kurtuluş Savaşı, cephe savaşlarında olduğu gibi masada da yedi düşmana karşı sergilenen kararlı duruşun ve diplomatik ustalığın zaferini temsil etmektedir. Düşman önce cephede, sonra masada mağlup edilmiş; Türk halkının onurlu direnişi ise unutulmaz bir şekilde tarihe kazınmıştır.
Lozan sadece diplomatik bir başarı değil, aynı zamanda halk egemenliğine dayalı yeni bir rejimin, tam bağımsız bir devletin tarihsel kuruluş ilanıdır. Kapitülasyonların kaldırılması, Misak-ı Milli sınırlarının büyük ölçüde kabul edilmesi, Türkiye’nin ekonomik ve hukuki egemenliğinin uluslararası alanda tanınması; bu antlaşma ile elde edilen en önemli kazanımlardan bazılarıdır.
Ne yazık ki, ulusumuzun bağımsızlık belgesi olan Lozan’a karşı saldırılar günümüzde de devam etmektedir. Barış adı altında sunulan ancak gerçekte kapalı kapılar ardında yürütülen bu süreçte, Cumhuriyet karşıtı unsurlar Lozan’ın kazanımlarını sorgulamakta, emperyalist çıkarları meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Bu durum, uzun süredir dile getirilen uyarıların ve endişelerin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu süreç, Türkiye’nin artan dışa bağımlılığı, bölgedeki emperyalist planlar ve iktidarın siyasi hedeflerinin kesiştiği karmaşık bir projenin parçasıdır.