Sinop’ta, Çerkes Sürgününde Hayatını Kaybedenler Anıldı
Çarlık Rusya’nın Kafkaslar’da yaşayan Çerkes halkını anavatanlarından sürgün etmesinin 161. yılı, Sinop’ta acıyla ve hüzünle anıldı. 1864 yılında gerçekleşen bu tarihi trajedi, düzenlenen bir anma etkinliği ile bir kez daha gündeme geldi.
Sinop Kafkas Derneği’nin liderliğinde Uğur Mumcu Meydanı Küçük İskele’de düzenlenen anma etkinliğinde, katılımcılar sürgün yollarında hayatlarını kaybeden binlerce Çerkes’i anmak için Karadeniz’in sularına karanfiller bıraktı.
Konuşmaların ardından, katılımcılar sürgünde hayatını kaybeden Çerkesler için denize karanfil bıraktılar.
Sinop Kafkas Derneği Başkanı Musa Uzun’un etkinlikte yaptığı konuşmada, “Bugün burada, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen büyük bir acının, 161 yıl önce yaşanan trajedinin yıl dönümünde bir araya geldik.” dedi.
1864 yılında Rus Çarlığı tarafından gerçekleştirilen askeri operasyon sonucunda yüz binlerce Çerkes katledildi ve hayatta kalanlar zorla sürgün edilerek Osmanlı topraklarına getirildi. Karadeniz kıyılarında yüz binlerce insan açlık, hastalık, soğuk ve silahla yok edildi. Çerkes halkı o günden bu yana sürgünde yaşamaya devam etmektedir.
Bu tarihi gerçek, sadece Çerkesleri değil tüm insanlığı ilgilendiren bir soykırımdır.
Ülkemizde yaklaşık 6 milyon Çerkes yaşamaktadır. Çerkesler, kültürlerini koruyarak yaşamak ve kimliklerini sürdürmek istemektedir. Çerkes toplumu ve kültürü Türk kültürüne önemli katkılar yapmıştır ve yapmaya devam edecektir. Çerkes halkının varlığı, Türkiye’nin ekonomik, toplumsal ve siyasi gelişimi için önemlidir.
Ayrıca Türkiye Çerkesleri, kimliklerinin ve kültürlerinin korunmasının demokrasi ve insan haklarının bir gereği olduğuna inanmaktadır.
Geçmişi hatırlamak, aynı zamanda geleceği inşa etmek anlamına gelir. Bu anma töreni sadece yas tutmak için değil, adalet, hafıza ve kimlik mücadelesi için yapılmıştır.
Bugün burada Sinop halkına ve Türkiye kamuoyuna açık bir çağrı yapıyoruz: Çerkes Soykırımı tanınmalıdır.
Anavatanla bağlarımız güçlendirilmeli, sürgünün yaraları sarılmalı ve geri dönüş hakkımız Rusya Federasyonu tarafından anayasal ve insani teminat altına alınmalıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve diğer resmi kurumlar, tarihsel ve vicdani sorumluluklarını yerine getirmelidir.
Barış içinde, eşit
